top of page
Search

Mavi Gözlü Dev'in Ardından...

Updated: Jun 4

“En güzel deniz:

henüz gidilmemiş olandır.

En güzel çocuk:

henüz büyümedi.”

— Nazım Hikmet


Bugün, 3 Haziran. Büyük usta, “mavi gözlü dev,” Nazım Hikmet’in sonsuzluğa uğurlanışının yıl dönümü. Sürgün yıllarında Moskova'da, yalnız ama inançlarından asla ödün vermeden yaşama veda eden bu büyük şair, yalnızca şiirleriyle değil, aynı zamanda mücadelesiyle de bir çağın vicdanı olarak kalmayı başardı.


Nazım, 1902 yılında Selanik'te doğdu. Osmanlı İmpratorluğu'nun çöküş döneminde bir çocukluk geçirdi ve genç yaşlarda şiir ile tanıştı. Çok zeki ve entelektüel bir genç olarak Galatasaray Lisesi ve devamında Heybeliada Bahriye Mektebinde eğitimini tamamladı. Hayatındaki asıl dönüm noktası; 3'üncü Enternasyonalin yani Vladimir Ilyic Lenin önderliğinde Bolşeviklerin 1917 Ekim Devriminiden sonra bu devrimin yankıları devam ederken kendisini 1921 yılında Moskova'da bulması oldu. Moskova’da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde eğitim aldı. Vladimir Mayakovski gibi şairlerden etkilendi ve devrimci sanatın neferi oldu. Türkiye'ye döndükten sonra ise politik görüşleri ve siyasi duruşu sebebiyle bir çok kez tutuklandı. Şiirleri yasaklandı, susturulmak istendi. Ve büyük usta komünizmin doruğa ulaştığı Sovyetler Birliğine gitmek zorunda kaldı ve yaşamının sonuna kadar yani 3 Haziran 1963 yılına kadar orada yaşadı ve orda öldü.


Nazım için Moskova hiç bir zaman bir sığınak olmamıştır. Onun için Moskova bir ev, bir mücadele ve üretim merkezi olmuştur. Nazım Moskova'da hem ideolojik olarak hem de entelektüel olarak beslendi. Sovyet kültürü ile temas halindeydi, filmlerde senaristlik yaptı, şiirler yazdı (Sunar, L. 2010). Fakat vatanına olan hasreti hiç bir zaman yüreğinden çıkmadı. Kalbi her zaman İstanbul'da memleketindeydi.. Onun ağzından;


“Vatan, ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan:

Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: çalışma yurdudur.”



ree

Nazım'ın şiirleri hem bir duygunun ifadesi hem de politik bir eylemdi. Sanatın hiç bir zaman toplumlardan ayrı olmayacağına, sanatçıların içinde yaşadıkları toplumlara karşı sanatçı sorumluluğu olduğuna inanırdı. Marksist ideolojiyi estetik, sanat ve şiirleriyle birleştirdi. O bir dava şairiydi ve aynı zamanda duygu şairiydi. O'nun kaleminden aşk da geçerdi, özlem ve hasret de, ihanet de, umut da, siyaset de...

“Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey

Dünyanın en güzel sesinden

En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey…”


Nazım'ın şiirleri Türkiye'de yasaktı. Bu yasak uzun yıllar devam etti. Ancak onun eserleri yasaklardan çok öte bir etki yarattı. Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada tanınan, sevilen bir şair oldu. Proleterlerin fabrikalarda, grevlerde, sokaklarda, üniversitelerde ortak sesi oldu. Onun şiirleri her yerdeydi. Ezilen halkların, sömürülenlerin, ötekileştirilenlerin sesi oldu hep.


Benim fikrimce sosyolojik açıdan Nazım; "Türkiye'deki sınıf bilincinin edebiyattaki karşılığıdır"


Nazım Hikmet, Türkiye'deki kültürel muhalefetin simgelerinden biridir. Şiirleri yalnızca sol çevrelerde değil, geniş halk kitleleri arasında karşılık bulmuş, hemen hemen her yaştan insanın ruhuna dokunmuştur. Onun dizeleri sadece edebi bir değer olarak değil, tarihsel bir direniş arşivi olarak da okunur.



ree

Bugün hala Nazım'ın şiirleri afişlerde, belgesellerde, sinemada, tiyatroda, şarkılarda, türkülerde, sosyal medyada, üniversite kampüslerinde, gençlerin dilinde ve kaleminde kısacası her yerde...


Nazım bize, bireysel özgürlüğün kolektif bir dünya hayaliyle ne kadar iç içe olduğunu öğretti. Bugün hâlâ onun dizelerinde yaşamak mümkün: özgürlükle, dirençle, aşkla.


3 Haziran, bir yas günü değil; bir hatırlama ve yeniden sahiplenme günüdür. Nazım Hikmet’in ardından keşkelerle değil, onun gösterdiği yolda bilinçli bir yaşama adım atarak anabiliriz.

Çünkü Nazım, sadece bir şair değil, aynı zamanda “daha güzel bir dünyanın mümkün olduğuna” inananlar için bir umut olmuştur ve olmaya devam edecektir.


Son söz olarak Nazım'ın o güzel dizeleri ile yazımı bitirmek istiyorum.


“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine…”


Sağlıcakla, bilim, felsefe ve şiirle kalın.





 
 
 

Comments


© 2025 by Spirit of Science. All rights reserved.

bottom of page